İSLAM ÜLKELERİ REKTÖRLERİ FORUMU VE TEVHİDİ DÜŞÜNCE ARAYIŞI

Doç. Dr. Osman ŞİMŞEK
Doç. Dr. Osman ŞİMŞEK

Dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ” İslam Dünyası Yükseköğretim Alanının Oluşturulması Toplantısı”  yapıldı. Bu toplantının açılış oturumunda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan;

“Mensubu olmaktan iftihar ettiğimiz İslam medeniyetinin özü hepimizin de bildiği gibi kardeşliktir. Dayanışmadır. Bir duvarı konuşturan tuğlalar gibi birbiriyle kenetlenmektir”  şeklinde bir giriş ile İslam medeniyetini oluşturan dünyanın insanlarının “kardeş”lik birliği” (yani tevhidi şuur) içinde bulunulması gerektiğine dikkat çekmiştir. Konu rektörler toplantısı olunca bu ifadelerin;

– İslam medeniyetinde birlik/tevhit “ merkezli bilgi ve düşünce üretmenin gerekliliğine,

– kurumsal işbirliğini gerçekleştirmenin ihtiyaç olduğuna,

– “İslam”, “medeniyet” “üniversite”, “bilgi”, “kardeşlik”, “bilgiye yön veren üniversite” ve “rektörleri”  gibi kavramlarla toplantının yapılması, esasında  “bilgi ve düşünce”de  “birlikçi”/Tevhidi Düşünce bakışlı bilgi üretme yönteminin gerekliliğine duyulan ihtiyaçın varlığı, en üst siyasal sorumlu tarafından ortaya konmuş olmaktadır. Bunlar üzerinden “birlik şuuru” içinde “ilim adamı” ve “ilim birliğinin geliştirilmesi”ne” dikkatlerin çekilmekte olduğu görülür. Bunlar da zaten İslam medeniyetinin 21. Yüzyıl sürecinde “inşa” ve ihya”sının birlikteliği için, zaruri olan kurucu unsurlardandır. Buna göre söz konusu ihtiyacın giderilmesi için İslam medeniyetini oluşturan ülkelerin bilgi birlikteliğinin oluşturulması zorunluluğu açıktır. Bu bağlamda öncelikle “kurucu ilk hamle olarak” ne yapılabilinir? Buna göre ivedilikle Türk- İslam ülkeleri rektörlerinin ;

-“Tevhit bilgi şuuru”,

-Tevhidi Düşünce bilgi üretme yöntemi hassasiyeti içinden İslam medeniyetinin bilgi dünyasına yeni bilgi üretilmesine geçiş için işbirliğinin yoğunluklu olarak sağlanması,

– Türk-İslam ülkelerinin rektörlerinin yönetiminde medeniyetimizin “birlikçi” kurucu bilgi inşasının; “isminin”,yönteminin” ve “muhtevası”nın belirlenmesi,

-Bu belirlemeler, pozitivist-modernleşmeci bilgi sistematiği dışında 21. Yüzyılda yön verebilecek tevhidi ilim dallarının tespitine yönelik çalışmalara yön verme sorumluluğu içinde gerçekleştirilmelidir. Söz konusu üniversiteler ve başındaki rektör hocaların, bu tür çalışmaları yönetmelerinin gereği bulunduğu söylenebilir.

Bu yönlerini dikkate aldığımız da dünkü Cumhurbaşkanlığı külliyesinde İslam ülkeleri rektörlerinin katılımlarıyla yapılan  “İslam Dünyası Yükseköğretim Alanının Oluşturulması Toplantısı”  belki de son ikiyüz yıl içinde telaffuz dahi edilemeyen “üniversite- medeniyet inşası –iktidar olma” etkileşimine dikkat çeken özgün, cesur Türk-İslam dünyasının bilgi, bilgi yöntemi üzerinden medeniyet ihyasına yönelik çok önemli bir toplantı olmuştur. Son iki yüzyıldaki Batı medeniyet liderliğinin dünyaya yön verici; pozitivist, salt aklı paganlaştıran bilgi düşüncesi ve onun bilgi yöntemi ile, tüm Türk- İslam dünyasına; “bilim objektifdir”, “bilim tarafsızdır”, bilim salt akılcıdır” gibi sloganik düşünceler dayatılmıştır. Böylece medeniyet coğrafyamızdaki üniversitelerimiz, bu tek taraflılık hâkimiyeti içine sokularak özgün olmayan taklitçi bilgi üretme konumuna itilmiştir. Buna göre düşünce ve özgün bilgi üretmeyi gerçekleştirme vazifesi bulunan  üniversiteler üzerinden, taklitçi bilgi dayatmasıyla medeniyet iddiaları, özgün bilgi üreten ilim adamı kapasitesi, özgün değerlerimize bağlı yeni aydın nesli yetiştirme sistemi çökertilmiştir. Bu bağlamda pozitivist modern Batı, pagan salt akılcı bilgi üretme yoluyla(üniversitelerinde); toplumları yöneten, yönetim bilimleri oluşturmuştur. Üniversitelerdeki pozitivist modern sosyal bilim dalları onların bilgi yöntemleri vasıtasıyla başta Türkiye olmak üzere, Türk-İslam medeniyet yapısı materyalistleştirilmiştir. Bu durum ise İslam medeniyet iddiasının kaybolmasına ya da gücünün dondurulmasına vasıta oluşturmuştur. Bu üniversitelerin pagan sosyal bilim ve pozitivist modern bilgi dayatmalarının sonucu, dünya siyasal sisteminde; pozitivist, liberal-kapitalist küresel güc ve onun sistem kurucu üst aklına esaslı olarak egemenlik, otoriterizm, hegemonya ve sömürü gücü kazandırmıştır.

Oysa bu toplantı da ,

-İlim alanı üzerinden bilgi ve düşünce üretmenin temsilcisi konumundaki “rektörler”in şahsiyeti üzerinden,

-“Kardeşlik” temasının işlenmesi,

-“Ümmetin birliği” kaydının düşülmesi,

-. “O bize şah damarımızdan daha yakındır”, ayeti ve “Kitabı mübinden bize şah damarından daha yakın olan Rabbimizdir” hatırlatmasıyla ilmiye sınıfının ilahi kitap ve Tevhidi Düşünce ekseninde bilgi üretmesi ile milli ve manevi bütünlüğü sağlayacak tevhidi istikamet sahibi olmalarının gerekliği ile yeni bir öğretim üyesi modelinin çizilmiş olması gibi görüşlerin gelişmesi açısından bu toplantı, bir meydan okuma olarak tarihe not düşülmesi gereken özellik taşımaktadır.

Sonuç olarak İslam medeniyetinin 21.yüzyıl ihyasında ; “düşünen”, “bilgi üreten” ve bu çerçevede fikirde, düşüncede, işte birlik(tevhit) içinde bulunmanın birlikçi/tevhidi içtimai ihtiyacını ortaya koyan;

– “Yeni bilgi anlayışı (Tevhidi Düşünce)”,

-“Yeni bilgi üretme yöntemi(Tevhidi Düşüncenin ilmi bilgi üretme yöntem) anlayışı”

üzerinden yeni bir üniversite sistem modeli ortaya koyması gereği bulunmaktadır. Bu arayış özellikle ve öncelikle modernleşmenin pozivist–salt akılcı pagan bilgi sistematiğine karşı yeni bir bilgi üretme ve düşünce sistem arayışına girmeyi ifade eden “yapısal dönüşüm” bağlamında olmalıdır. Mevcudun içinde kalarak, günün ihtiyaçlarına göre iyileştirme kolaycılığından oldukça uzak durulma gereği bulunmaktadır. Buna göre mevcut modernleşme ve post modernleşmeden çok daha ileri yeni/özgün bir toplum görüşü (Ahlak Toplum modeli) ile Türk-İslam dünyasının bilgi sistemine, üniversal hayatına yön veren başat kurumların ihyası ile Türk-İslam dünyası ilim hayatı, rektörlerin öncülüğünde, kardeşlik ve birlik şuurunun bilgiye ve sistem oluşturmaya yansıyan boyutuyla, 21.yüzyıl ilk çeyreğinden hemen sonrasında modern Batı sisteminin muhtemelen dumura uğratacak etkilerin oluşmasını mümkün kılabilir. Aksi takdirde modern pozitivist sistemin içinde kalan bir bilgi üretme sistemiyle üniversite ve ona yön verenler sadece günü kurtarmaya yönelik iyileştirmelere cevap vererek, zamanın geçmesine ve böylece bir süre sonra jakoben vesayetçi pozitivist sisteminin yeniden inşasına yol açmaları pek mümkün görülebilir. Buna göre Türk-İslam dünyasındaki rektörler üzerinden ;

-“kardeşlik”,

-”ümmedin ilmi birliği”,

-“üniversiteler üzerinden kurumsal işbirliği”,

– “düşünce yönteminde ve bilgi üretme sisteminde işbirliği”,

– Türk-İslam medeniyetini kıyamete kadar yaşanacak toplum süreçlerinde daima özüne bağlı yeni ihya sistemini ortaya koyabilecek olan Tevhidi Düşünce bilgi yöntemine dayalı yeni ilim inşasının kurucu mahiyetinin ortaya konması, gereklilik taşımaktadır.